MEMUR-SEN 5. OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı Memur-Sen Konfederasyonu 5. Olağan Genel Kurulu Ankara Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirildi. Divan Başkanlığına Mahmut Arslan, Başkan Vekilliğine Latif Selvi, üyeliklerine Halit Ortaköy, Ahmet Kaytan, Fatma Aydar ve Ayşe Açıkbaş'ın seçildiği kongrenin açılış konuşmasını Memur-Sen Genel Başkan Vekili Günay Kaya yaptı.

Davutoğlu: Memur-Sen Sendikal Hayatın ve Adalet Arayışının Gür Sesi

Memur-Sen 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Memur-Sen'in sendikal hayatın, demokrasi mücadelesinin, ulusal ve uluslararası adalet arayışının gür sesi olduğunu ifade ederek, Memur-Sen yöneticilerine teşekkür etti.

 
Başbakan Davutoğlu, 2005'ten sonra memuriyete başlayanlara 1 derece verilmesi konusunda prensip kararı aldıklarını, seçimden sonra atacak ilk adımlardan birinin söz konusu talebi karşılamak olacağını söyledi.


Mehmet Akif İnan’ı rahmetle yad eden Davutoğlu, şairlerin, insan onurunu ilgilendiren her şeye karşı duyarlı olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Mehmet Akif İnan, sendikal hareketin, çatışma ve gerilim alanı olarak görüldüğü ve bu çatışma ve gerilim alanlarının, toplumda büyük yaralar açtığı bir dönemde, o gür, derinlikli şair hissiyatını yansıtan sesiyle bir anlamda bütün bir sendikal hareket içinde geçmişte yanlış tavır sergileyenlere, demokrasi hayatı içinde yanlış tavır ortaya koyarak sendikal hayata da zarar verenlere karşı ‘durun kalabalıklar’ diyerek öne çıktı ve yep yeni bir anlayışın öncüsü oldu.”


Sendikal harekette üç duyarlılığın önemli olduğunun altını çizen Davutoğlu, bunların, emeğe olan duyarlılık, demokrasi duyarlılığı ile ulusal ve uluslararası alanda adalet duyarlılığı olduğunu ifade etti. Başbakan Davutoğlu, emeğin, sendikal hareketin temel referans noktası olduğunu belirterek, Yeni Türkiye Sözleşmesi'nde de devletin temel meselesinin, insan onurunu ayağa kaldırmak olduğunu vurguladıklarını hatırlattı.
 
Davutoğlu, insan onuru kavramının önemli unsurlarından birisinin de emek olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Özgürlükler, adalet arayışı, ifade ve inanç özgürlüğü yanında emek, insanın kendisinden kaynaklanan ve insanlık tarihi boyunca insan onurunun parçası olmuş en önemli unsurlardan biridir. Emeğe, helal kazanca saygı bizim kültürümüzün de temeli olması yanında, bütün bir çağdaş emek hareketlerinin de özünü teşkil eder. Biz AK Parti iktidarları olarak memurlarımız söz konusu olduğunda da devrim mahiyetinde adımları attık. 1 Mayıs’ı tekrar bayram kılan, tatil kılan iktidar AK Parti iktidarlarıdır.”
 
MEMUR-SEN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR
 
Bundan sonra insan emeğini, onurunu koruyacak her türlü adımı sendikalarla birlikte atmaya kararlı olduklarını dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Yeter ki insan emeğini, insan onurunun parçası, ana unsuru olarak gören ve bu anlamda gelenekle çağdaşlığı birleştiren sendikal bilinçle demokratik bilinci bir arada değerlendiren sendikal hareketlerin öncüleriyle birlikte olabilelim, ki Memur-Sen bu konuda çok önemli bir örnek teşkil eder” diye konuştu.


Memur-Sen’in birçok başka sendika gibi her zaman herhangi bir antidemokratik gelişme ya da dolaylı veya doğrudan sivil demokrasiye bir müdahale söz konusu olduğunda sağına soluna bakmadığını ifade eden Davutoğlu, Memur-Sen’in ‘Ben buradayım, ben buradaysam emeği savunduğum kadar demokrasiyi de savunurum’ dediğini belirtti.


FAZLA MESAİ KONUSUNDA ADALETSİZLİĞE RAZI DEĞİLİZ
 
Başbakanlık görevini devraldığında akademisyenlere yüzde 35 zam verdiklerini ifade eden Davutoğlu, devletle millet arasındaki bağları kuran ve çok önemli bir köprü görevi gören öğretmenler, akademisyenler, kamu çalışanlarının haklarının ödenmesinin devlet açısından bir vecibe olduğunu vurguladı. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde de yine karşılıklı anlayış içinde bütün sorunları çözmeye kararlıyız ama sizin özel talebiniz olan ve uzun zamandır gündeme getirilen ek derece talebi konusunda, 15 Ocak 2005’ten sonra memuriyete başlamış olanlara 1 derece verilmesi konusunda da prensip kararı aldık. Seçimden sonra atacağımız ilk adımlardan birisi de bu olacak. Fazla çalışma konusunda da herhangi bir adaletsizliğe mahal vermeyecek şekilde de gereken adımlar atılacak, tatil ve ücretlerle ilgili düzenlemeler yapılacak. Fazla mesai konusunda da hiçbir adaletsizliğe rızamız yoktur. Ek personel icap eden yerlerde de ek personelle bunları takviye edeceğiz.”
 
MİLLET AMİR, DEVLET MEMUR
 
Memur-Sen ve üyelerine teşekkür eden Davutoğlu, “katsayı ve başörtüsü zulmü”, 27 Nisan e-muhtırası, parti kapatma davaları ve Taksim Gezi Parkı olaylarıyla provokasyon yapıldığında da Memur-Sen’in sesiz kalmadığını söyledi.
 
“Memur-Sen, bu ayakta duruşuyla, ‘Yeni Türkiye Sözleşmesi’nde altını çizdiğimiz gibi ‘Amir olan millettir, memur olan devlettir. Emredecek olan millettir. Karar verecek olan, iradeyi kullanacak olan milletin ta kendisidir.’ Devleti temsil edenler, milletin huzurunda, emreden değil, emir alan makamındadır” diyen Davutoğlu, birilerinin, millete tepeden baktığını ifade ederek, “Anayasayı yazarken önce devlet dediler, yine anayasa yazarken önce bürokrasiyi ve bir anlamda devletin bürokratik elitini savunan kavramlaştırmalar getirdiler. Bir cümle özgürlükten bahsettiler, 5 cümle o özgürlüğün nasıl kısıtlanacağından bahsettiler” dedi.

 
Başbakan Davutoğlu, siyaset yapmak isteyenlerin, memur vasfından çıkması ve siyaset alanına girmesi gerektiğini, bunun güzel bir örneğini Ahmet Gündoğdu’nun verdiğini, siyasete girerken bütün memur vasıflarından, seçilmiş iradenin parçası olmak için sıyrıldığını söyledi. Davutoğlu, “Birlikte inşallah siyaset yolunda yürüyeceğiz. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. 

‘KURMAK BİZE DÜŞTÜ BU KALBİ SÖKÜLMÜŞ ÇAĞI’

Memur-Sen’in sesi ve sözü çalışma hayatında, Türkiye’de ve dünyada dinlenen bir hareket olduğunu belirten Genel Başkan Vekili Günay Kaya, “Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, büyük bir medeniyetin, büyük bir kültürün derdiyle dertlendi. İnan’ın bahsettiği bu ağır yükü erdemliler hareketinin mensupları olarak hep birlikte üstlendik. Yeniden Büyük Türkiye’nin  ve yeni bir dünyanın inşası yolunda alın teri dökmeye devam ediyoruz” dedi. 

1 MAYIS’TA HOŞGÖRÜNÜN BAŞKANTİ KONYA’DAYIZ

Memur-Sen olarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün gerilim olmaktan çıkması, bayram havasında coşkuyla kutlanması için yoğun çaba harcadıklarını dile getiren Kaya, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bu yıl ise kardeş konfederasyon Hak-İş ve demokratik sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, Mevlana’nın şehri, hoşgörünün başkenti Konya’da kutlayacaklarını söyledi.

TALEPLERİMİZ

Günay Kaya, konuşmasının sonunda Memur-Sen’in taleplerini şu şekilde sıraladı:

-2005 yılından sonra göreve başlayan personele bir derece verilerek, kamu görevlileri arasındaki derece adaletsizliğini son vermek istiyoruz.

-Disiplin cezalarının affına ilişkin düzenlemenin ivedilikle yapılmasını bekliyoruz.

-Başta 4/B’li ve 4/C’liler olmak üzere tüm personele kadro verilmesini istiyoruz.

-KİT’ler ve kamuda çalışan üniversite mezunu işçilerin KİT’lerde 2 sayılı cetvele, diğer kamu kurumlarında çalışanların memuriyet kadrolarına geçirilmesi talep ediyoruz.

-Yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personelin de ek göstergeden yararlandırılması ve mevcut ek gösterge oranlarının arttırılması istiyoruz.

-Kadın istihdamının artırılmasına yönelik olarak teşviklerin attırılmasını bekliyoruz.

-Emekli kamu görevlilerine maaş promosyonu verilmesi, maaşlarında iyileştirme yapılması ve aile yardımından faydalandırılmalarını talep ediyoruz.

-Yıllık izinlerin iş günü esasına göre düzenlenmesi istiyoruz.

-Resmi ve özel sektörde (işçilikte) geçen hizmet sürelerinin tamamının kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesini talep ediyoruz.

-Fazla çalışmaların geçici olması halinde ücret veya izinle karşılanması, süreklilik arz etmesi durumunda ise istihdam artışı yoluna gidilmesi konularının ivedi olarak çözüme kavuşturulmasını istiyoruz.

-Toplu sözleşmeyle karar altına alınan hükümlerin hayata geçirilmesi noktasında sorun yaşanan kurumlar ile uygulanmayan hükümlerin çözümü noktasında bu toplantı ve sendikalarca sunulan raporları baz alarak sonuç odaklı bir tavır sergilemesini bekliyoruz.

Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Başkan Adayı Ali Yalçın Memur-Sen 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuşma yaptı.

Konuşmasına Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ı anarak başlayan Yalçın, “Onursal Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu’ya kadar saymakla bitiremeyeceğimiz; teşkilatımıza hizmet etmiş dava adamlarımızdan ahrete irtihal edenlerimize rahmet diliyor. Nöbeti devreden ya da nöbete devam edenlerimize minnet, hürmet ve şükranlarımı sunuyorum” dedi.

OMUZ OMUZA YOLA DEVAM

Birlikte hareket ederek bütün zorlukların üstesinden gelinebileceğini belirten Yalçın, kol kola girip, birlikteliği muhafaza ederek, ‘vesayet düzenine ve küresel şebekelerin operasyonlarına yenik Türkiye’ hayali kuranların hevesleri kursağında bırakılacağını söyledi.

İŞ GÜVENCESİ YENİ TÜRKİYE’NİN SINIR ÇİZGİSİ

İş güvencesinin Memur-Sen’in kırmızı çizgi olduğunu vurgulayan Yalçın, iş güvencesinin yeni ve güçlü Türkiye’nin kuruluşunun da sınır çizgisini oluşturduğunu dile getirdi. Yeni Türkiye yolunda ilerlerken küresel tezgahlara asla izin verilmeyeceğinin de altını çizen Yalçın “Yeni Türkiye, büyük Türkiye’den söz açılmışken, bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Türkiye büyüdükçe, milletimize ve devletimize yönelik operasyonların çapı da büyüyecektir. Bunu yakın geçmişte de gördük. Taksim Gezi Parkı ile başladılar. 17-25 Aralık darbe kalkışmasıyla devam ettiler. 6-8 Ekim olaylarıyla bir kez daha operasyona kalkıştılar. Beyaz Türklerle, Beyaz Kürtlerin iş birliğinin sonuç getireceğini sandılar. Yanıldılar ve yenildiler. Boyun eğmekten haz duydukları küresel baronlara ve onların sadık tetikçilerine kendilerini ispata kalktılar, başaramadılar. Türkiye, resmi ideolojinin ve müesses nizamın ötekileştirme iklimini ve aparatlarını hayatından çıkarıyor; Kürtlerin, Alevilerin, Romanların kimliklerini reddeden gaddar devlet anlayışını çöpe atıyor, yüzyılın en büyük birlik ve kardeşlik hamlesi olan Çözüm Süreci’ni yaşıyor. Siyasi bir proje olmayan, ‘milli ve yerli duruş’ olan Çözüm Süreci’ne Memur-Sen ailesi olarak destek veriyoruz. Tekemmül ettirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu aynı zamanda vesayeti derinleştirme aracı olan darbe anayasasından kurtulmamızı sağlayacak. Çözüm Süreci yeni Anayasa’nın önsüzüdür. Yeni Anayasa ise yeni Türkiye’nin önsözü ve yol haritasıdır. Yeni Türkiye ise, yeni dünya düzeninin, ‘Dünya 5’ten büyüktür iradesinin’ miladıdır” dedi.

TEŞVİK PAKETLERİNİ HAYATA GEÇİRMENİN ZEMİNİ TOPLU SÖZLEŞMEDİR

“Türkiye, devlet ve millet olarak mahkûm edilmek istendiği dar elbiseyi yırtarken, kendisine vurulan prangalardan kurtulurken, birçok reformu hayata geçirdi” diyen Yalçın, şu şekilde konuştu: “Demokratikleşme paketleri açıklandı, uygulandı. Ekonomik paketler, teşvik paketleri açıklandı. Tarımsal kalkınma için, kırsal kalkınma için, KOBİ’ler, kadınlar ve gençler için ayrı ayrı destek paketleri açıklandı. Hayata geçirilen her paket bir olumsuzluğu, bir kara tabloyu ortadan kaldırdı. Milli gelir arttı, enflasyon azaldı. Ancak, bu paketlere bir yenisi daha eklenmeli. Evet, yeni dönemin ilk ve en kapsamlı paketi ‘sosyal paket’, ‘sosyal politika destek paketi’, ‘sosyal adaleti tesis paketi’ olmalı. Bu paket, kamu görevlilerini, emeklileri, asgari ücretlileri, taşeron işçileri kapsamalı; mali ve sosyal haklarında ilave artışlar ve yeni haklar getirmelidir. Bu paket, çalışanların vergi yükünü azaltmalı, çalışanları açlık ve yoksulluk sınırı arasından çıkartmalıdır. Bu teşvik paketlerini hayata geçirmenin en yakın zemini hiç şüphesiz toplu sözleşme masasıdır. Yeni Türkiye hedefinin ilk büyük organizasyonu, ilk paylaşım ve paydaşlık zemini Ağustos’ta gerçekleştireceğimiz 3. Dönem Toplu Sözleşme sürecidir. Biz bu toplu sözleşmede, toplu sözleşme masasının, ‘bütçe disiplini’ söylemiyle esaret altına alınmasını istemiyoruz. Bütçe disiplini ile adil paylaşım arasındaki dengenin gözetildiği bir toplu sözleşme arzusundayız. Toplu sözleşme, bütçeye yükü değil, aileleriyle birlikte 10 milyonu aşan kamu görevlilerine sağlayacağı imkânı esas almalıdır.”

GÜÇLÜ MEMUR-SEN BÜYÜK TÜRKİYE

7 Haziran’da milletin onayını alarak kamu işvereni sıfatıyla toplu sözleşme masasına oturacak yeni hükümetten; kamu görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarına ilişkin beklentilerini karşılayacak bir yaklaşım beklediklerini de ifade eden Yalçın, “Takvime bakılırsa, yeni hükümetin ilk icraatı ‘Yeni Türkiye’nin ilk toplu sözleşmesi’ olacaktır. Türkiye’nin geleceğine ve gelişmesine katkı sunmayı hayat felsefesi kabul eden bir konfederasyon olarak; kavga zemininde rekabet değil, rekabet zemininde hizmet diyoruz. Güçlü ve demokratik bir ülke için güçlü sivil toplum diyoruz. Sosyal adalet, sosyal haklar ve özgürlükler diyoruz. Yüksek ahlak ve bilgi toplumu diyoruz. Umutlar istikbalde, istikbal köklerdedir diyoruz. Bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir kurtuluş bizim de kurtuluşumuz olamaz diyoruz. Güçlü Türkiye için güçlü Memur-Sen diyoruz. Bütün sendikalarımızla birlikte hareket ederek, soylu mücadelenin doğru adresi Memur-Sen’de, kararlı adımlarla güvenli yarınlara yürüyoruz” diye konuştu.

GÖZÜM HİÇBİR ZAMAN ARKADA KALMAYACAK

Genel Kurulda teşkilata veda konuşması gerçekleştiren Memur-Sen Onursal Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ahmet Gündoğdu ise, Memur-Sen’de bayrağı kim devralırsa alsın her zaman daha ileriye taşıyacağını dile getirerek, “Sivil toplumdan sivil siyasete geçiyorum. Hem medeniyet davamın hem de emek davamın mücadelesini sürdürmeye devam edeceğim. Gözüm hiçbir zaman arkada kalmayacak” dedi.

Mehmet Akif İnan’ın Memur-Sen’i kurarken, kaygılarının başında vesayetle, yasaklarla mücadele etmenin geldiğini söyleyen Gündoğdu, Memur-Sen’in dünya mazlumlarının sözcüsü olmayı sürdürmesi gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Mehmet Akif İnan Memur-Sen’i kuraraken bu ümmetin ve milletin çözülmesi gereken sorunlarının farkındaydı. Bunların başında vesayetle mücadele, inanç hürriyetinin  önündeki engelleri kaldırmak, İslam ülkelerinin birliğini tesis etmek geliyordu. Tıpkı Menderes’in, Özal’ın, Erbakan’ın partilerini kurma gayesi gibi, Yazıcıoğlu’nun tankların önünde durması gibi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’yi kurması ve bu milletin sıkıntılarını çözmek için elini taşın altına koyan Başbakanımız Ahmet Davutoğlu gibi düşünerek Memur-Sen’i bugünlere getirdik.”

‘KUTSAL DEVLET, KÖLE MİLLET’ ANLAYIŞI SON BULDU

Memur-Sen’in, düzenlediği ortak akıl mitingleri ile vesayete karşı bir tepki ortaya koyduğunu belirten Gündoğdu, “27 Mayıs muhtırasının kalıntılarına son verdik. 2010’da yapılan referandum ile ‘kutsal devlet köle millet anlayışı’ son buldu. Memur-Sen olarak topladığımız 12 milyon 300 bin imza ile darbecilerin koyduğu kamuda başörtüsü yasağını kaldırdık” dedi.

Yeni Türkiye’nin yürüyüşünü engellemek isteyen yapıların her fırsatı değerlendirmeye çalıştığını vurgulayan Gündoğdu, “Gezi zekalıların ağaç sevgisi adı altında yaptıkları oyunları bozduk. 17-25 Aralık kalkışması ile ülkesine ihanet edenlere en sert cevabı verdik. 6-8 Ekim olaylarında beyaz Kürtlüğe soyunanlara, milletin kardeşliğine karşı duranlara fırsat vermedik. ‘Kürtçülüğe de, Türkçülüğe de hayır’ diyerek her türü faşizmin karşında olduğumuzu gösterdik” diye konuştu.

“HAKKINIZI HELAL EDİN”


Gündoğdu, “Genç Memur-Sen’i sizlere emanet ediyorum. Asım’ın neslini yetiştirmeliyiz. Yeni nesli yetiştirerek, Yeni Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyor, yolunuz açık olsun diyorum” diyerek sendikal mücadelede edindikleri birikimi yeni Türkiye hedefi doğrultusunda milletin ve dünya mazlumlarının hizmetine sunmak için siyasete adım attığını belirtti. Gündoğdu, teşkilattan helallik istedi.  

 

BAKAN ÇELİK: MEMUR-SEN’İN DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI TARİHE GEÇECEKTİR


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Memur-Sen denildiğinde akıllara Türkiye’nin demokratikleşme çabalarının geldiğini, bu çabasının tarihe geçeceğini dile getirerek, “Bu çabalar, yeni anayasa ve toplu sözleşme sürecini ortaya çıkarmıştır. Ağustos ayında yapılacak olan toplu sözleşme ile kurumsallaşma sağlanacaktır. Memur-Sen’in buna da çok büyük katkıları oldu. Artık haklar masada alınıyor, kimsenin inisiyatifine bırakılmıyor. Masanın gücü öne çıkmaya başladı. Başbakanımız bugün, 2005'ten sonra memuriyete başlayanlara da 1 derece verilmesi sözünü verdi. Böylece bir kazanım daha elde edildi” şeklinde konuştu.
Yeniden Büyük Türkiye yürüyüşüne Memur-Sen’in her zaman öncülük ettiğini belirten Çelik, “Sivil bir anayasayı 7 Haziran’dan sonra bu iktidar hayata geçirecektir. Yeter ki birlikte hareket edelim, gücümüzü  diri tutalım” dedi.

 


 
KAMALAK: ADİL GELİR DAĞILIMINI SAĞLAMALIYIZ

 


Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, gerçek adaletin tesisi için sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünü söyledi. Türkiye’nin önünde duran sorunların çözüme kavuştulması gerektiğine işaret eden Kamalak, “Adil gelir dağılımını sağlamalıyız.  Onun için, alın terinin korunması, hak sahibine hakkının verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
 

 

 

 

 

 

 

 

DESTİCİ: SİVİL VE DEMOKRATİK BİR ANAYASA ŞART


Büyük Birlik Partisi Eski Genel Başkanı ve Saadet Partisi Ankara Milletvekili Adayı Mustafa Destici, “Memur-Sen’in kurulmasında, büyümesinde, yaşatılmasında hepimizin emeği var. Bu emekler sonucunda Memur-Sen bir çınar haline geldi” şeklinde konuştu. Destici yeni sivil bir anayasanın aciliyetine dikkat çekerek, toplumun tamamını kapsayan sivil ve demokratik bir anayasanın ivedilikle yapılması gerektiğini vurguladı.

 
 

 

 

 

USLU: İNSAN ONURU EN ÖNEMLİ DEĞERİMİZ, EMEĞİMİZSE EN ÖNEMLİ İLKEMİZ


TBMM İdari Amiri ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, Memur-Sen'e Türkiye'nin demokratikleşmesine verdiği katkıdan ötürü teşekkür ederek, “Emeğin, ekmeğin mücadelesini verdiniz, vermeye devam etmenizi bekliyorum. İnsan onuru en önemli değerimiz, emeğimiz ise en önemli ilkemizdir. Çözümün tarafı olmak için özgüvene ihtiyaç vardır” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

Ali Yalçın Delegelere Hitap Etti

 

Protokol konuşmalarının ardından delegelere hitap eden Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Başkan Adayı Ali Yalçın, “Konfederasyonumuzu ve sendikalarımızı yumuşak güç ve erdemli güç unsuru olarak uluslararası arenaya taşımaya, bunun için bölgesel ve küresel organizasyonlar yapmayı hedefliyoruz” dedi.

ÜÇ BOYUTLU DİRENİŞİ REHBER EDİNDİK

Yalçın, ‘Elinle müdahale et, dilinle düzelt, kalbinle buğzet’ diyen üç boyutlu direnişi rehber edindiklerini ve ‘sendikacılığı iyilikleri önermenin ve kötülükleri önlemenin izdüşümü olarak’ algıladıklarını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İthal fikirlere yaslanmadık, kadim medeniyet kodlarımızdan beslendik. Onun için ayrıştırıcı değil, birleştirici olduk. Mehmet Akif İnan’ın birleştirici, bütünleştirici ve kucaklayıcı anlayışı sayesinde bu ülkede emek platformu oluşabildi. Nasıl ki, yardım kuruluşları Memur-Sen sayesinde bir araya gelebildi ve ortak fotoğrafa girebildi ise sendikalar da Akif İnan’ın çağrısıyla emek platformu sayesinde ortak amaçlar için bir araya geldi ve birlikte hareket edebildi. Hem toplu görüşmeler hem de toplu sözleşme dönemlerinde kamu görevlileri için ekonomik, sosyal ve özlük hakları alanlarında yüzlerce kazanım ürettik. Özellikle çalışma hayatının insanileşmesi noktasında dezavantajlı gruplara yönelik ekstra sosyal haklar sağladık. 2002-2015 dönemini kapsayan süreçte demokratikleşme, insan hakları ve hukuk alanında gerçekleşen sessiz devrimlerde aktif sorumluluk aldık. Reformların toplumla buluşturulması ve anlatılması sürecinde etkin ve etkili rol aldık. Özellikle yasakların kalkması noktasındaki sivil itaatsizlik eylemlerimizle (kılık kıyafet eylemi) tarihi yasağı tarih yaptık ve tarih yazdık. 4/B'li sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, ek ödeme eylemi, 28 Şubat mağdurlarının göreve iadesi gibi birçok konuda önemli başarılılara ve kazanımlara imza attık. 12 yılda 7 darbe girişimi yaşandı ve bunların çoğunluğunda dalgakıran olduk. Ortak akıl mitingleriyle başlayan, sağlam irade kampanyalarıyla süren darbe ve vesayetlere karşı kararlılıkla mücadele ettik. Ergenekon, Taksim Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, 6-8 Ekim Kobani ayaklanması gibi küresel operasyonlarda dik durduk, emperyalistlerin oyunlarını ve düzenlerini bozduk. Mazlumların sözcüsü olma, mazlumlara yönelik dayanışma ve yardımlaşma faaliyetlerine öncülük ettik, merhamet diplomasisinde liderlik yaptık. Vesayetin bitişiyle birlikte kadim medeniyetin ve yeniden büyük Türkiye’nin inşa sürecine başladık, bu süreçte aktif sorumluluk aldık. Başından beri tam destek verdiğimiz çözüm sürecini başarıyla tamamlayarak, bu süreci demokratik, özgürlükçü, sivil yeni bir anayasa ile taçlandırmamız lazım. Ülkenin de ümmetinde geleceğinde bu tarihsel reformlara bağlı olduğunu asla unutmayalım. Türkiye ve dünyanın sorunlarıyla yakından ilgilenirken, teşkilat çalışmalarını ihmal etmedik. Bir milyon 111 üyeye ulaşmak için hep birlikte ter döküyor, yol tepiyoruz.”

 

Ali Yalçın, Akif İnan’ın, ‘adam yetiştirmek’ misyonunu sürdürmek için kaliteli ve nitelikli insan yetiştirmeye teşkilat olarak büyük bir önem vermeyi, bu çerçevede, Kadın Teşkilatını, Engelli Memur-Sen'i, Genç Memur-Sen’i büyütmeyi hedeflediklerini ifade etti.

                                                                                                           

EKİP RUHUYLA VE KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ

 

“Sorumluluklarımız ve yükümlülüklerimiz büyük” diyen Yalçın, “Önümüzde 2016-2017 Toplu Sözleşme süreci var. Birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. Uzun süren görüşmeler ve istişareler sonucu hiçbirimiz enaniyet yapmayarak tek liste ile ‘kararlı adımlarla güvenli yarınlara’ dedik. Şahıs merkezli değil, ekip merkezli yürümek zorundayız. Kendi içinde çatışan değil, gelecek için, üyesi ve ülkesi için uyumlu çalışan ekip ruhuyla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Konfederasyonumuzu ve sendikalarımızı yumuşak güç ve erdemli güç unsuru     olarak uluslararası arenaya taşımaya, bunun için bölgesel ve küresel organizasyonlar yapmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

 

Seçim sonucuna göre yeni Yönetim Kurulu şu şekilde oluştu: Ali Yalçın (Genel Başkan), Metin Memiş (Genel Başkan Vekili), Günay Kaya (Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Mehmet Bayraktutar (Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Mehmet Emin Esen (Basın ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Hacı Bayram Tonbul (Mevzuat ve Toplu Sözleşmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Levent Uslu (Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı).

 

 

 

  • PAYLAŞ :