SAĞLIKTA ŞİDDETİN MAĞDURU DA KADINLAR

Kadına şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılırken, sağlıktaki şiddetin en büyük mağdurunun da yine kadınlar olduğu ortaya çıktı. Aynı araştırma, kadın çalışanların, erkek çalışanlara oranla daha fazla şiddete maruz kaldığını ve şiddetle karşılaşma korkusunu yaşadığı sonucunu ortaya koydu.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, sağlıkta yaşanan şiddetin en büyük mağdurunun kadın çalışanlar olduğunu söyledi.

25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü sebebiyle bir açıklama yapan Metin Memiş, şiddetin tamamen yok edilmesi için toplumun bütün kesimlerinin katıldığı çalışmalar yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Sağlık-Sen olarak Sağlık Çalışanları Şiddet Araştırması ve Sağlıkta Kadın Çalışan ve Sorunları Araştırması adıyla iki farklı araştırma yaptıklarını belirten Metin Memiş, çıkan sonuçların üzüntü verici olduğunu belirtti.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, görevlerini yerine getirirken şiddetle karşı karşıya gelme konusunda kadın katılımcıların erkek katılımcılardan daha fazla endişe yaşadıklarını belirterek, “Her iki cinsiyette de endişe yaşama oranları yüksektir ancak; erkek katılımcılarda yüzde 74,2 iken, kadınlarda bu oran yüzde 85,7’ye çıkmaktadır. Yine meslek hayatı boyunca hiç şiddete maruz kalmadığını belirten kadın sağlık çalışanlarının oranı yüzde 9,5 iken bu oran erkek sağlık çalışanlarında yüzde 20,9’dur. Yine meslek hayatı boyunca 11 kez ve daha fazla şiddete maruz kaldığını belirten erkek çalışanların oranı yüzde 26,8 iken bu oran kadınlarda yüzde 32,7’ye yükselmektedir. Bu verilerden yola çıkarak, sağlık sektöründe de kadınların şiddetin öncelikli hedefi olduklarını söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.

 

Metin Memiş ayrıca, araştırmanın yapıldığı tarih itibarıyla, son bir yıl içinde en az bir kere şiddete maruz kalanlara bakıldığında yine kadınların erkeklerden daha fazla şiddet mağduru olduğunun ortaya çıktığını dile getirerek, “Son bir yıl içinde hiç şiddete maruz kalmadığını belirten kadın sağlık çalışanlarının oranı yüzde 17,5 iken, bu oran erkek sağlık çalışanlarında yüzde 20 ,4’dur. Yine son bir yıl içinde 11 kez ve daha fazla şiddete maruz kaldığını belirten erkek çalışanların oranı yüzde 9,2 iken bu oran kadınlarda yüzde 13,5’e yükselmektedir” dedi.

 

Kadına şiddetin fiziksel şiddetle sınırlı olmadığını da vurgulayan Metin Memiş, araştırmaya katılan katılımcıların yüzde 79,24’ünün cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşandığını, yüzde 16,8’inin ise terfi, yükselme, mesleki gelişim gibi konularda cinsiyetleri yüzünden bir ayrımcılığa maruz kaldığını belirtmesinin gözden kaçırılmaması gereken bir nokta olduğunu kaydetti.

Sağlık-Sen’in araştırmalarında ortaya çıkan bazı sonuçlar ise şu şekilde:

  • Kadınların yüzde 43,6’sı çalıştığı kurumda cinsiyete dayalı ayrımcılık yapıldığını düşünüyor.

  • Kadınların yüzde 38.9’u çalıştığım kurumda aynı eğitimi almama rağmen erkek çalışanlarla eşit fırsatlara sahip olmadığını düşünüyor.

  • Kadınların yüzde 35,6’sı, çalıştığı kurumda iyi bir kariyeri olsa bile, kadın olduğu için yetki ve sorumluluklarının kısıtlandığını düşünüyor.

  • Kadın çalışanların yüzde 38,9’u çalıştığı kurumda yöneticilerin kendileri ve diğer kadın çalışanlarla iletişime açık olmadığını düşünüyor.

  • Kadın çalışanların yüzde 32,2’si, çalıştıkları kurumda erkek iş arkadaşlarının kadın personelle çalışmaya istekli olmadığını düşünüyor.

  • Kadın çalışanların yüzde 59,2’si, kadına olan önyargının, fırsatları değerlendirmelerinde cesaretlerini kırdığını düşünüyor.

  • Karşılaştığı cinsiyet ayrımcılığından dolayı zaman zaman kendisini çaresiz hisseden kadın çalışan oranı yüzde 42,8 iken, karşılaştığı cinsiyet ayrımcılığının zaman zaman öfkelenmelerine sebep olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 50,6 olarak belirlendi.

  • PAYLAŞ :