Sendikamızdan Aile Hekimliği Çalıştayı

Sağlık-Sen tarafından düzenlenen Aile Hekimleri Çalıştayı’ndan, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının mesleki tanımlarının, görev ve yetkilerinin netleştirilerek kimliklerinin güçlendirilmesi sonucu çıktı. Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, aile hekimliği sisteminin her yönüyle ele alındığı çalıştayda aile hekimlerinin nöbet sorunu başta olmak üzere diğer sorunlarının geniş bir şekilde ele alındığını söyledi. Çalıştayda Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği Taslağı’nın da katılımcılar tarafından değerlendirildiğini belirten Metin Memiş, taslakla ilgili ortaya çıkan görüşleri bir rapor olarak hazırladıklarını ve istedikleri değişikliğin yapılması için Sağlık Bakanlığı ile Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı’na sunacaklarını ifade etti.

AİLE HEKİMİ VE AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARININ KİMLİKLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ


Metin Memiş, düzenledikleri çalıştaya Halk Sağlığı Kurumu, Sağlık Bakanlığı, Aile Sağlığı Mensupları Derneği’ndan yetkililerin yanı sıra aile hekimleri, şube müdürleri, aile sağlığı çalışanı ve kamu dışı aile sağlığı çalışanlarıyla Sağlık-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığını belirtti. Çalıştayda en çok aile hekimi ile aile sağlığı çalışanlarının sorunlarının çözülmesi ve görev tanımlarının net olarak ortaya konması talebinin gündeme geldiğini ifade eden Memiş, buna bağlı olarak da aile hekiminin iş güvencesinin korunması ile kamu dışı aile sağlığı çalışanlarına iş güvencesinin sağlanması gerektiği sonucunun çıktığını vurguladı.

NÖBET, BEKLENEN HİZMETLERİN BAŞARISIZ OLMASINA YOL AÇABİLİR


Çalıştay raporunda, aile hekimlerine nöbet konusunun son günlerde kamuoyunda geniş yer tuttuğu ve aile hekimleri arasında huzursuzluğa yol açtığı da hatırlatılarak, aile hekimlerine ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinde nöbet tutturulmasının, aile hekimliğinden beklenen hizmetlerin başarısında olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtildi.

YÖNETMELİK TASLAĞI MADDE MADDE İNCELENDİ


Raporda ayrıca aile hekimliği denetimlerindeki uygulamaların start hale getirilmesi, sıkça karşılaşılan AHBS’deki verilerin manuel kayıtlarının tekrar istenmesi gibi sorunlar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması istendi. Raporda, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği Taslağı’nda yapılması istenen değişikliklere de yer verildi. İhtar puanlarının yeniden gözden geçirilmesinin istendiği raporda, yönetmelik taslağının tamamına yönelik inceleme sonuçları ayrıntılı şekilde yer aldı.

TASLAĞIN PAYLAŞILMASI, UMUT VERİCİ


Halk Sağlığı Kurum Başkanlığı’nın, söz konusu taslağı kamuoyuyla paylaşmasının, istedikleri değişikliklerin yapılmasına yönelik umut verici bir gelişme olduğunun belirtildiği raporda, “Taleplerimiz noktasında gerekli değişikliğin yapılması aile hekimliği sistemin daha sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayacaktır. Sürdürülebilir sağlık sistemi için aile hekimliğine genel sağlık sistemi içerisinde gerekli önem verilmelidir. Aile hekimliği sisteminin dinamik bir yapı olması sebebiyle mevzuat değişiklikleri yapılmadan önce paydaşlarla yapılacak olan bilgi alışverişine göre hareket edilmesi sistemi daha sağlıklı hale getirecektir.” denildi.

Sağlık-Sen daha önce de 02-03 Temmuz 2011 tarihinde ‘Aile Sağlığı Hizmetleri Temel Sorunları Çalıştayı düzenlemiş, buradan çıkan sonuçlar, bir çok sorunun çözümünde yol gösterici olmuştu.


AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ


Sağlıkta dönüşümün en önemli adımlarından biri olan aile hekimliği, aynı zama vataşın sağlık hizmetinden memnuniyet oranının önemli ölçüde artırılmasında büyük rol oynamıştır.


Sendikamız da sağlık sistemi içinde aile hekimliği modelini, çalışanlarının mesleki tanımlarını, görev ve yetkileri ile sorunlarını değerlendirmek için ilk olarak 02-03 Temmuz 2011 tarihinde “Aile Sağlığı Hizmetleri Temel Sorunları Çalıştayı” nı düzenlemiştir. Bu çalıştay neticesinde alınan kararlar Bakanlığın aile hekimliği çalışanlarının sorunlarını görmesini sağlamıştır. Hatta misafir hastalardan ücret alınması gibi, çalıştay sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde yer alan taleplerimizin de Halk Sağlığı Kurum Başkanlığı tarafından gerçekleştirilmeye çalışıldığını son yayımlanan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği Taslağı’nda görmekteyiz.


Aile hekimliği sisteminde bugün gelinen noktayı değerlendirmek, aile hekimliği sistemindeki genel sorunlara ve çalışan sorunlarına genel bir bakış sağlamak ve Halk Sağlığı Kurum Başkanlığı’nın kamuoyuyla paylaştığı Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği Taslağı ile ilgili sendika olarak önerilerimizi ortaya koymak maksadıyla 5 Ekim 2013 tarihinde Aile Hekimliği Çalıştayı yapılmıştır. Bu çalıştay neticesinde aşağıdaki bu konularla ilgili genel değerlendirmeler yapılarak aşağıdaki kararlar alınmıştır.


1. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının mesleki tanımlarının, görev ve yetkilerinin netleştirilerek kimlikleri güçlendirilmelidir. (“Aile sağlığı elemanı” ibaresi kabul edilmediğinden rapor boyunca “aile sağlığı çalışanı” denilecektir.)


2. Aile hekimlerine nöbet konusu son günlerde kamuoyunda geniş yer tutmuş ve özellikle aile hekimleri arasında huzursuzluğa yol açmıştır. Sağlıkta dönüşümün getirdiği yeni sağlık kurgusunda ve koruyucu sağlık hizmetlerinin oturmasında aile hekimliğine önemli bir rol biçilmiştir. Aile hekimlerine ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinde nöbet tutturulması aile hekimliğinden beklenen hizmetlerin başarısında olumsuz sonuçlar doğurabilir.


3. Aile hekimliği denetimlerindeki uygulamalar start hale getirilmeli, sıkça karşılaşılan AHBS’deki verilerin manuel kayıtlarının tekrar istenmesi gibi sorunlar yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır.


4. Kamu çalışanı olmayan aile sağlığı çalışanlarının iş güvencesine kavuşturulması gerekmektedir.


5. Taslağının 5. maddesinin 3. fıkrasında “Aile hekimi, birlikte çalıştığı aile sağlığı elemanını yönlendirme ve denetleme yetkisine sahiptir.” denmektedir. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının bir ekip oldukları unutulmamalıdır. Aile hekimleri aile sağlığı çalışanlarının yaptığı işleri izleyebilir ancak aile hekimlerine aile sağlığı çalışanlarını denetleme yetkisi verilmemelidir.


6. Taslağın 6. maddesinin 3. fıkrasında “Sözleşme dönemi süresince verilen ihtar puanı toplamının 80 ve üzeri olması durumunda veya hakkında yapılan inceleme/soruşturma raporunda sözleşme yenilenmesinin uygun olmayacağı yönünde teklif getirilen aile hekimi veya aile sağlığı elemanı ile sözleşme yenilenmeyebilir.” denmektedir. Zaten 14. maddede ihtar puanının 100’e ulaşması durumunda sözleşmenin feshedileceğine yer verilmektedir. Bir de 80 puan için valiliklere sözleşmenin feshi yönünde takdir yetkisi verilmemelidir. Ayrıca inceleme/soruşturma sonucunda sözleşmenin yenilenmesinin uygun olmadığı yönünde teklif getirilmesi halinde de sözleşmenin yenilenmeyebileceğine dair hükmün çıkarılması gerekir.


7. Taslağın 6. maddesinin 4. fıkrasında “Aile hekimi ve aile sağlığı elemanının uyumlu çalıştıkları yolunda müşterek beyanlarının mevcut olması halinde aile sağlığı elemanının sözleşmesi yenilenir” denmektedir. Aile sağlığı çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıran bu madde taslaktan çıkarılmalıdır.


8. Taslağın 8. maddesinin 1. fıkrasında 5 günlük mazeret izni yıllık iznin bitimi halinde kullanılabilen bir izin olarak düzenlenmiştir. Oysaki mazeret izni yıllık iznin devamı değildir. Mazeret durumunda kullanılacak bir izindir. O nedenle mazeret izni yıllık iznin bitmesi halinde değil, kabul edilebilir mazeretinin olması halinde kullanılabilmelidir.


9. Taslağın 8. maddesinin 2. fıkrasında doğum, ölüm ve evlenme hali için mazeret izin süreleri 5 gün olarak belirlenmiştir. 657 sayılı Kanunda ise doğum için 10 gün, ölüm ve evlenme hali için 7 gün izin hakkı vardır. Bu nedenle 5 günlük izin süresi artırılarak 7 güne çıkarılmalıdır.


10. Taslağın 8. maddesinin 3. fıkrasında süt izni süresi analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir saat olarak belirlenmiştir. 657 sayılı Kanunda ikinci altı ay için süre 1,5 saattir. Bu nedenle Taslakta da ikinci altı ay için sürenin artırılması ailenin sağlığını koruyan ve geliştiren bir kurumun annenin ve bebeğin sağlığını düşünmesi açısından örnek bir uygulama olacaktır.


11. Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının rapor süresinin yüz seksen günü aşması halinde sözleşmesi fesholunmuş sayılmaktadır. İnsan iradesi dışında gerçekleşen ve öngörülemeyen bir mücbir sebep hali olan hastalık nedeniyle sözleşmenin fesholunması taslaktan çıkarılmalıdır. Bu madde olsa dahi sözleşmesi bu sebeple fesholanlara aile hekimi ve aile sağlığı elemanı alımlarında öncelik hakkı tanınması eklenerek düzenlenmelidir.


12. Taslağın 9. maddesinde ikamet şartı vardır. Madde metnine göre; “Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının, pozisyonlarının bulunduğu mahalde ikamet etmeleri esastır.”657 sayılı Kanundaki ikamet mecburiyeti 25.02.2011’deki 6111 sayılı Torba Yasa ile çıkarılmıştı. Ayrıca 663 sayılı KHK’da Sağlık Bakanlığı çalışanları için öngörülen ikamet mecburiyeti de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Kanundan çıkarılan, Anayasa Mahkemesinin de Anayasaya aykırı görerek iptal ettiği ikamet mecburiyetinin Yönetmelik ile getirilmemesi gerekmektedir. 

13. Taslağın 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine göre; “Aile hekimine kayıtlı kişi sayısının aralıksız iki aydan fazla süreyle (aylık yapılan üçüncü bildirimde) bin kişinin altına düşmesi” halinde sözleşme feshedilecektir. Bu maddeye “mücbir sebepler hariç” ibaresi eklenmeli ve mücbir sebepler nedeniyle binin altına düşen yerlerde uygulanmamalıdır.

14. Taslağın 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine göre; “Hüküm giyme, gözaltına alınma veya tutuklanma hâlinde görevi başında bulunamama süresinin sekiz haftayı aşması,” halinde sözleşme feshedilecektir. Sekiz haftalık sürenin on iki haftaya çıkarılması gerekmektedir.

15. Taslakta kayıtlı kişiler için belirlenen katsayıların düşürüldüğü görülmektedir. Bu katsayıların en azından eski haline getirilmesi gerekmektedir. 

16. Taslakta; kanser taramaları için %50 ila %80 arasında taramanın yapılması durumunda tavan ücretin %3’ü, %80 ve üzerinde tarama yapılması durumunda tavan ücretin %5’i olmak üzere her bir kanser türü için ayrı ayrı ödeme yapılacağı düzenlenmiştir. Madde metnindeki %80 oranının %70 olarak değiştirilmesi gerekmektedir. 

17. Sendika üyelik ödentisi, “her ay mutat olarak ödenmekte olan damga vergisine tabi aylık brüt gelir” üzerinden hesaplanmaktadır. Aile hekimlerine sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, tahlil, tetkik, kira ve gezici sağlık hizmetleri adı altında ödenmekte olan unsurlar bir gider karşılığı ödendiği için 4688 sayılı Kanunda belirlenen “her ay mutat olarak ödenmekte olan damga vergisine tabi aylık brüt gelir” kapsamında sayılmamalıdır. Bu nedenle bu gider kalemlerinin aylık sendika üyelik ödentisinin tespitinde hesaplanmaması gerekmektedir. 

18. Hem 17 ve 20. maddelerin son fıkralarında izin, rapor gibi nedenlere geçici olarak boş bulunan tek birimli aile sağlığı merkezlerine görevlendirme yapılmayacağı belirtilmiştir. Aynı maddelerin birinci fıkrasında ise tek birimli aile sağlığı merkezine geçici görevlendirilene yapılacak ödeme oranı hakkındaki madde ile çelişmektedir. Yönetmelikte birbiriyle çelişen maddelere yer verilmemelidir. 

19. Taslağın “Aile hekiminden yapılacak kesintiler” başlıklı 18. maddesine göre sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimi veya geçici aile hekimi için brüt ücretin; a) Aylık başarı oranı, % 98 - % 97 ise % 2’si, b) Aylık başarı oranı % 96 - % 95 ise % 4’ü, c) Aylık başarı oranı % 94 - % 90 ise % 6’sı, ç) Aylık başarı oranı % 89 - %85 ise % 8’i, d) Aylık başarı oranı, % 85’ten daha düşük olanlar için % 10’u esas alınmak suretiyle hesaplanacak miktarların aşılama, lohusa, gebe, bebek-çocuk takibi için ayrı ayrı değerlendirilerek aile hekimine yapılacak ödemeden düşüleceği düzenlenmiştir. Buradaki oranların şu şekilde değişmesi gerekmektedir; “Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimi veya geçici aile hekimi için brüt ücretin; a) Aylık başarı oranı, % 95 - % 93 ise % 2’si, b) Aylık başarı oranı % 92 - % 90 ise % 3’ü, c) Aylık başarı oranı % 89 - % 85 ise % 4’ü, ç) Aylık başarı oranı % 84 - %80 ise % 5’i, d) Aylık başarı oranı, % 80’ten daha düşük olanlar için % 8’i esas alınmak suretiyle hesaplanacak miktarların aşılama, lohusa, gebe, bebek-çocuk takibi için ayrı ayrı değerlendirilerek aile hekimine yapılacak ödemeden düşülür.”

20. Taslağın 19. maddesinde mesleki yükseköğrenim mezunu olmayan aile sağlığı çalışanları ve mesleki yükseköğrenim mezunu olan aile sağlığı çalışanları için yapılacak ödemeler belirlenmiştir. Madde metninin şu şekilde değiştirilmesi gerekmektedir; “Lise mezunu olanlar için 1.437 TL, Önlisans mezunu olanlar için 1.688 TL, Lisans mezunu olanlar için 1.939 TL uygulanır.”

21. Taslağın 22. maddesinde aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının ödemelerine esas teşkil eden performansa tabi ödeme ve kesintiler için müdürlükçe performans değerlendirme komisyonun oluşturulacağı belirtilmiştir. Bu komisyonda çalışanları temsilen yetkili sendika temsilcisinin de yer alması gerekmektedir. 

22. Tek birimli aile sağlığı merkezlerinde cari giderler yeterli olmadığından iş yükü ağırlıklı olarak aile sağlığı çalışanına kalmaktadır. Bu nedenle tek birimli aile sağlığı merkezlerini korumak için bu birimlere daha fazla cari gider verilmelidir.
23. Taslağın Ek 2 sayılı Cetvelinde yer alan uygulanacak ihtarlar ve ihtar puanları ile ilgili aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:

a. Görevi esnasında ilaç reklamı içeren malzeme kullanmak - 5 puan: Hemen her kırtasiye malzemesinde ilaç reklamı vardır. Özellikle de kalem gibi sıklıkla kullanılan ürünlerde çok yaygın kullanılan bu reklamların gözden kaçması da çok olağır. Bu nedenle her malzeme için ayrı ayrı ihtar puanı verilmemelidir.

b. Müdürlükçe verilen nöbet görevini ifa etmemek – 20 puan: Aile hekimliği çalışanlarının nöbet sorunundan bahsetmiştik. Yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde bu ihtar puanı çıkarılmalı ya da düşürülmelidir. 

c. Aile Sağlığı Merkezinin tıbbi donanım eksiğini on gün içinde gidermemek (eksik olan her malzeme için) – 10 puan : Eksik olan her malzeme için 10 puan hem ağır hem de denetçiler tarafından suistimale açık. Bu nedenle “eksik olan her malzeme için” ibaresi çıkarılmalı.

d. Bekleme ve tedavi alanlarında aydınlatmanın yetersiz olması – 5 puan: Kriterinin ne olduğu dahi belli olmayan aydınlatmayla ilgili hususun suistimal edilmemesi için bu hususun cetvelden çıkarılması gerekmektedir. 

e. Denetimlerde işbirliği yapmamak, istenilen verileri ibraz etmemek, gerçek dışı beya bulunmak – 20 puan: Denetimler için objektif kriterler belirlenmediği sürece bu ihtar puanı subjektif değerlendirmelere açık olacaktır.

Halk Sağlığı Kurum Başkanlığının kamuoyuyla bu taslağı paylaşması umut verici bir gelişmedir. Taleplerimiz noktasında gerekli değişikliğin yapılması aile hekimliği sistemin daha sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayacaktır. Sürdürülebilir sağlık sistemi için aile hekimliğine genel sağlık sistemi içerisinde gerekli önem verilmelidir. Aile hekimliği sisteminin dinamik bir yapı olması sebebiyle gerekli değişikliklerin yapılacağı zamanlarda paydaşlarla yapılacak olan bilgi alışverişine göre hareket edilmesi sistemi daha sağlıklı hale getirecektir. 

  • PAYLAŞ :